Kredilerin neredeyse ulaşılamaz hale gelmesi, yüksek faiz oranları ve artan enerji maliyetleri gibi ekonomik faktörler, birçok şirketin ayakta kalmasını zorlaştırıyor. Özellikle konkordato sürecine giren şirketlerin sayısındaki artış, bu durumun …
Kredilerin neredeyse ulaşılamaz hale gelmesi, yüksek faiz oranları ve artan enerji maliyetleri gibi ekonomik faktörler, birçok şirketin ayakta kalmasını zorlaştırıyor. Özellikle konkordato sürecine giren şirketlerin sayısındaki artış, bu durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. Bu yılın ilk sekiz ayında 982 şirket için geçici mühlet kararı alınmışken, bu rakam geçen yılın tamamındaki sayıdan iki kat daha fazla. Ayrıca, iflas eden şirketlerin sayısı da geçen yıla göre neredeyse aynı seviyede kalmış durumda.
Ekonomi’nin haberine göre Çorum’daki 3F Tekstil’in yetkilisi, yüksek faiz oranlarının iş dünyası için kaldırılması zor bir yük haline geldiğini belirtiyor. Şirketler borçlarını yönetmekte güçlük çekiyor ve bu durum, Türkiye ekonomisinin bozuk enflasyon dengelerinin bedelini iş dünyasının ödediğini gösteriyor. Diğer bir Çorumlu iş insanı Bülent Demirci ise, öngörülemez ekonomik koşullar nedeniyle iş yerini kapatmak zorunda kaldığını ifade ediyor ve bu durumu “vahim” olarak tanımlıyor. Öz sermaye üzerinden geçim sağlanması, iş dünyasının karşı karşıya olduğu zorlukları daha da vurguluyor.
27 yıllık işini sürdüren Doğan Duman, küresel moda markası Zara için üretim yapıyor ve işini ayakta tutma mücadelesi veriyor. Fabrikasının kapasitesinin %60’a düşmesi ve çalışan sayısının 300’den 210’a inmesi, artan enerji maliyetlerinin ve kurdaki belirsizliğin etkilerini gösteriyor. Duman, enerji maliyetleri ve siparişlerdeki azalma nedeniyle iş yapma yeteneklerinin büyük ölçüde sınırlı kaldığını belirtiyor.
Genel olarak, Türkiye’deki ekonomik kriz, birçok sektörde iflas ve işten çıkarma risklerini artırmış durumda. İş dünyası, giderek artan mali zorluklarla başa çıkmakta güçlük çekiyor ve bu durumun etkileri, iş hayatının çeşitli yönlerinde derinleşiyor.