Gazeteci Fatih Altaylı kendi YoutubeAltaylı açıklamasında bir gecede kolayca iktidara yakın isimlere rüzgar enerjisinden elektrik üretmek isteyenlere lisans verdiğini söylerken, bunun üzerinden sağlanan büyük miktardaki kazancı gözler önüne serdi …
Gazeteci Fatih Altaylı kendi Youtube
Altaylı açıklamasında bir gecede kolayca iktidara yakın isimlere rüzgar enerjisinden elektrik üretmek isteyenlere lisans verdiğini söylerken, bunun üzerinden sağlanan büyük miktardaki kazancı gözler önüne serdi.
Altaylı yaptığı açıklamada, çok uzun yıllardır sürdülen sistemin detaylarına ilişkin, “Uzun zamandır Türkiye’de uygulanan bir sistem. Özellikle AK Parti bunu çok başarıyla uyguladı. İmtiyaz yoluyla ya da lisans yoluyla zenginleştirme. Bunu geçmişte, Karadeniz’de derelerin üzerinde kurulacak küçük hidroelektrik santralleri vardı. Bunların lisanslarını dağıtmışlardı kendilerine yakın birilerine. Ve çantacı diye bir grup türemişti.Elinde çantayla aldıkları lisansları satanlar vardı, oradan bir rant devşiriyorlardı. Bu rantla da partili olmanın ekmeğini yiyorlardı, çünkü partiye yakın olanlara o lisans veriliyordu. ifadelerini kullandı.
“BİR GECE ANSIZIN DEVLETİMİZİN, RÜZGAR ENERJİSİYLE ELEKTRİK ÜRETMEK İSTEYENLERE LİSANS VERECEĞİ TUTTU”
Sistemin işleyiş mantığını ve ülkedeki kaynakların kolayca sömürülmesini ise, şu ifadelerle açıkladı, ” Bir gece ansızın devletimizin, rüzgar enerjisiyle elektrik üretmek isteyenlere lisans vereceği tuttu. Toplam 30 bin megawatt lisans dağıtacaklarını açıkladılar ama bunu gece yarısı açıkladılar. Kimsenin olmadığı, kimsenin bakmadığı saatte açıkladılar.
Gerçek yatırımcılar, rüzgar enerjisinden elektrik üreten büyük yatırımcılar sabahleyin müracaat ettiklerinde dediler ki, “Valla hepsi bitti. Birileri almış geceleyin onları” ve yatırımcılar alamadılar.”
Birkaç gün sonra yatırımcıların telefonları çalmaya başladı. “Abi rüzgar lisansı için başvurmuşsunuz kalmamış galiba. Bizde var.” “Ne kadarlık var.” “50 megavatlık var.” “E iyi alayım ben onu kaç para?” “Megavat’ı 200 bin dolar.”
Diyelim ki sen büyük bir holdingsin. Bunun megavat başına maliyeti, direği, pervanesi, şusu busu. İyi olmayan ama kötü de olmayan bir şey koymak istiyorsan oraya 1 milyon dolar.
Diyorsun ki şimdi, 1 milyon dolara bunu yapacağım, 200 bin daha 1 milyon 200 bin. Tamam abi ver diyorsun, alıyorsun. 1 milyon 200’e mal ediyorsun. Bu arada o lisansı alan ve elektrik üretmekle aslında hiç alakası olmayan sözde yatırımcı, tabi iktidara yakın ki o lisansı alabilmiş herkes uyurken, durduk yere 50 megavattan 10 milyon doları indiriyor. 30 bin megawatt ne yapar? 6 milyar dolar ediyor. Taş atıp kolun mu yoruldu? Devletin hazinesinden para mı çıktı? Yoo. Baktığın zaman ortada cepten çıkmış hiç para yok.
“O PARAYI NEREDEN ÇIKARTACAK, ELEKTRİK FİYATINDAN ÇIKARTACAK. NE OLDU, HOP ENERJİ FİYATI ARTTI”
İşletilen bu sistemle birlikte iktidara yakın holdinglerin kazançları artarken faturasını yurttaşın cebinden çıkarıldığına dikkat çeken Altaylı, ” Ama bunun bir maliyeti var. 1 milyona yapacağı santrali 1 milyon 200 bin dolara yapıyor. Yapmak için kredi alacak. 1 kredi alacağına 1.2 kredi alıyor. O parayı nereden çıkartacak, elektrik fiyatından çıkartacak. Ne oldu, hop enerji fiyatı arttı. 6 milyar dolarlık rant yaratmak için bazı adamlara memlekete 60 milyar dolar fatura çıkıyor. Ekonomik krizler böyle geliyor” dedi.